"Az çoktur","Farkı farketmeli insan" ve "Hükmün kendine geçer" yaklaşımlarını benimseyen, yazmayı, üretmeyi, sesli okumayı, yalnızlık molalarını seven kadın... Ve tabii bir de paylaşmayı...
Hiçbir seslendirmemde gereksiz abartı yok, acıtasyon, magazin, sansasyon da... Teknoloji azıcık... Ama hepsinde çokça duygu var; yalınlık var; hayat, anlam, yaşanmışlık ve empati var; iyi diksiyon, güzel Türkçe var. Tamamı, hem **dildârca, hem de "Dildar'ca"...
(**dildâr - "gönlümdeki sevgili" anlamında Eski Türkçe bir kelimedir.)