Anlam ve değerlerin aslını kaybettiği, insanın kendi türüne ve toplumsal kurumlarına yabancılaştığı, eylemlerimizin gerçekçilik zemininin altımızdan çekildiği tarihsel bir gerçeklikle karşı karşıyayız. Değişimi yönetenlerin bile denetleyemediği kadar büyük bir hızla yokuş aşağıya gidiyoruz. Tarihte eşi görülmemiş bu hız karşısında en akla uygun olandan en şaşırtıcı, akıl dışı noktalarına kadar doğrularımızın, değerlerimizin zeminini yoklamak, sağlamlaştırmak, gereksiz yüklerden kurtulmak ve insancıl değerleri korumak akıl gereğidir. Fakat bizim tarzımız katı bir ciddiyet değil, insan kadar karmaşık! Doğru ama yanlışlarla dolu, komik ama ciddi, oyuncu ama içten, olgun ama çocuksu, iyi ama şeytanin avukatı, beklenen ama beklenmedik, yani, insan işte (Ecce Homo)!