@sacidesezgenc1859

2 years ago

biz yaz tatillerinde köyüne giden çocuklardan değildik...anlatılan iki uzak yer varsa da ...
hep doğduğumuz şehirde geçerdi yazlar..hoş muhtaçlığımızda yoktu..denizse deniz doğa ise doğa..hepsi bizimle birlikteydi ve vardı..kah boğazda kah moda da girdik denize ..yüzmeyi oralarda öğrendik..
fakat...
birgün annem tutturdu çocuklarım babaannelerinin büyükbabalarının köylerini bilmeli..gerçek düşüncesi bu muydu yoksa işin içinde seyahat ya resulllullah heyheyleri mi vardı bilemeyeceğim...ki gezmeyi çok sevdiğini bildiğimden ikinci ihtimal daha güçlü
gittik...
ilkokul birinci sınıftan ikiye geçmişim saçlarım amansız uzun...her sabah taranıyorlar binbir eziyetle ve örülüyorlar...
kahkül elbette var...olmazsa olmazımız...
neyse
gittik
köyün bütün evleri bizim akrabalarımızla dolu...öyleymiş..onlar söylüyorlar ama biz tam bağlantıyı kuramıyoruz
kolumuzdan tutan içeriye alıyor..bişeyler yediriyor..bu helva oluyor..bu tereyağlı ekmek oluyor...
vee biz yiyoruz çıkıyoruz o evden derken ötekine çekiliyoruz
birgün o amansız uzun saçlarımı taşıyan kafam şiddetle kaşınmaya başladı..bu kez annem yakaladı kolumdan ve işte teşhis..bitlenmiştim...
esas saç tarama işkencesini o günlerde tanıdım...
gazyağı..kemik tarak ve bol bit bol saç...
tam bi hafta
saçlar zinhar kesilmedi...
ve arındık
okulda hiç bitlenmedik biz...
ilginç di mi
heee bu arada saç taramaktan yorulan diğerine uzatıyordu tarağı bir bitli başla dört kadın ...başettiler ama
yıl1963
aylardan haziran
köy zağgi

caner bu öykü kesinlıkle senin tarzın değil biliyorum...tarihi yazıldığı gibidir ve maalesef fazlada eski değildir...değerlendirmeni ricaediyorum ....yaşadığımdır ....yani gerçektir :D

2 |