High Definition Standard Definition Theater
Video id : OGqKSi9jXDI
ImmersiveAmbientModecolor: #bdb0a9 (color 2)
Video Format : (720p) openh264 ( https://github.com/cisco/openh264) mp4a.40.2 | 44100Hz
Audio Format: 140 ( High )
PokeEncryptID: 29eafdfe6a1f44d8138471ed140d13ca068e9ddbf1fbe8309e8d179fb788bfd57e9eb5c9ae456107e3a8d455d451c6d1
Proxy : cal1.iv.ggtyler.dev - refresh the page to change the proxy location
Date : 1737217448138 - unknown on Apple WebKit
Mystery text : T0dxS1NpOWpYREkgaSAgbG92ICB1IGNhbDEuaXYuZ2d0eWxlci5kZXY=
143 : true
9. Bölüm EĞLENCENİN GÖBEK ADI- EĞLENCENİN KIRINTILARI
 60 FPS video
0 Views • Nov 30, 2022 • Click to toggle off description
Metadata And Engagement

Views : 0
Genre: People & Blogs
License: Standard YouTube License
Uploaded At Nov 30, 2022 ^^


warning: returnyoutubedislikes may not be accurate, this is just an estiment ehe :3
Rating : 0 (0/0 LTDR)

0% of the users lieked the video!!
0% of the users dislieked the video!!
User score: 0.00- Overwhelmingly Negative

RYD date created : 2025-01-18T16:24:07.8609315Z
See in json
Connections
Nyo connections found on the description ;_; report an issue lol

3 Comments

Top Comments of this video!! :3

@dracomalfoydizi

2 years ago

Bölüm 9

Derin nefesler alıp vererek krizi geçirmeye çalışıyordum. Bir kaç dakika sonra nefeslerim düzene girmeye başlayınca, mide bulantım ve göğüs ağrımda dinmeye başladı.

"Devin, iyimisin ?" Dedi Astoria. Kafamı sallayıp yatağa doğru yürüdüm ve ucuna oturdum. Ellerim hâlâ titriyordu. Günlük içmem gereken ilaç sayısı üçdü, ama ben bir tane içmiştim.

Bir süre sonra Astoria'nın telefonu çaldı. "Amcam arıyor." Dedi ve odadan çıktı. İki dakika sonra aceleyle odaya girip sırt çantasına kıyafetlerini tıkıştırmaya başladı. "Annemler kaza yapmış, gitmem lazım. Dönmeden önce Bayan Clark ile konuşup ilaçlarını hallederim." Dedi ve odadan çıkıp gitti.

"Peşindenmi gitsek," Dedim.

"Sen bu haldeyken olmaz," dedi. Ofladığımda konuşmaya devam etti, "Bizim odada kaldığın gece ilaçlarını unutmuştun, Matheo'ya çaktırmadan saklamıştım. Onları getireyim ,idare edersin onlarla."

"Ederim."

Brandon odadan gittikten on dakika sonra geri dönmüştü ve iyi olduğuma kanaat getirdikten sonra gitmişti. İlaçlardan bir tane içmiştim.

Komidinin üzerindeki kar küresine, içindeki kar tanelerine baktım. Normalde iki tane vardı ondan. Birini annem, birini babam almıştı ama Abraham Wise babamın aldığını fırlatıp parçalamıştı. Babam bana bu yüzden üç gün trip atmıştı.

Hatırlayınca güldüm. Annemle birlikte, babama çilekli pasta yapınca trip atmayı bırakmıştı.

Bir anda ağlamaya başladım. Hüngür hüngür… Anksiyetenin bir sorunu daha, kendini doldurup ağlamak. Ben duygularımı yalnız kaldığım zaman doruklarda yaşıyordum.

Ağladım.

Ağladım.

Ağladım.

En sonunda gözyaşlarımı sildim ve toparlanmaya çalıştım. Aynanın karşısına geçip bir süre kendime baktım, gözlerimi doluyormu diye.

Toparlanmam lazım çünkü, Enzo'yla inatlaşacak biri lazım.
Toparlanmam lazım çünkü, Lee'yle gıybet yapacak biri lazım.
Toparlanmam lazım çünkü, Astoria'nın sahipleneceği biri lazım.
Toparlanmam lazım çünkü, Pansy'nin şikayetlerini dinleyecek biri lazım.
Toparlanmam lazım çünkü, Daphne'nin saçlarını boyayacak biri lazım.
Toparlanmam lazım çünkü, Abby'nin platoniğini anlatacağı biri lazım.
Toparlanmam lazım çünkü, Blaise'ın esprilerine karşılık verecek biri lazım.
Toparlanmam lazım çünkü, Dean'e bir şeyler satarken yardım etmesi gereken biri lazım.
Toparlanmam lazım çünkü, Angelina ağlarken başını omzuna yaslayacağı biri lazım.
Toparlanmam lazım çünkü, Matheo'ya bir oyuncak lazım.

Aslında omuzlarımda ne kadar çok yük vardı. Kamburlaşmıştı.

Aynaya baktım.

Baktım.

Baktım.

Baktım.

Şimdi uyuduğum zaman, sabah kalktığımda içimdeki dolmuşluk hissi yok olacak. Çünkü ağladım, rahatladım. İnsanlar ağlamayı güçsüzlük olarak görürler, kendini acındırıyor derler ama bilmiyorlar ki ağlamak ağlamak güçlü kılar.

Sabaha kadar uyumadım. Ders saati geldiğinde aynanın karşısına geçtim.
Uyuyamadığım için oluşan göz altı morluklarımı kapatıcıyla, kızaran gözlerimi ise yalanla kapatacaktım.

Erkekler Brandon dışında anksiyetem olduğunu bilmiyordu. Söylemek istememiştim.

Siyah pantolon ve Gri bir sweat giyip çıktım odadan. Saat 08.38'di.

Dersin başlamasına iki dakika olduğu için büyük salona uğramadan dersliklerin bulunduğu kata gittim. Saate baktığımda 08.41'i gösteriyordu. Geç kalmıştım.

Kapıyı tıklatarak içeri girdim, oturacak bir yer bulmak için sıralarda göz gezdirmeye başladım. Lanet olsun, Hermione Granger'ın yanı boştu bir tek. Gidip oturduğum zaman bana kibirli bir bakış atıp önüne döndü. Aptal muggle.

Kafamı sola çevirip sıraya koydum ve gözlerimi kapattım. Açtığımda yan sırada Brandon'ı gördüm. Bana dil çıkardı önce, sonra sıranın altından nah çekti. Doğrulup bende ona nah çektim. Gülmeye başladım.

Bütün gün boyunca tüm derslerde uyudum. Slytherin ortak salona girdiğim zaman herkesin orda olduğunu gördüm. "Devin, hemen gidip hazırlan. AVM'ye gidiyoruz, Astoria'da oraya gelecek." Dedi Lee tek nefeste. Bende sorgulamadan hemen odaya gidip giyecek bir şeyler seçmeye başladım.

Havalar soğumuştu, ona göre giyinmem lazımdı. Dolabımdan bir şeyler seçip hemen giydim ve aşağı indim.

Ben gelir gelmez hemen ortak salondan çıkıp, Hogwarts koridorlarında ilerleyip çıkışa gittik. Okuldan çıkıp metro durağına gittik ve beklemeye başladık.

"Ya ananı avradını." Diye bağırdı Enzo. Matheo onu raylardan itiyormuş gibi yapmıştı. Matheo gülmeye başlayınca Enzo onun karnındaki tikiyle oynadı ve Matheo iki büklüm oldu. Sonunda Metro geldiği zaman hemen bindik, oturacak yer bulmuştuk çünkü saat biraz geçti.

Brandon bir yere oturunca hemen gidip yanına oturdum, Matheo'da benim yanıma oturdu. Gelirken kahve almıştık, yavaş yavaş içmeye başladım. On beş dakika sonra ineceğimiz durağa gelmiştik. İner inmez bi sigara yaktım. Kahve nedense canımı sigara çektirmişti.

AVM'nin kapısına geldiğimizde sigaram bitmişti bile. İçeri girdik ve gezmeye başladık. O sırada Astoria'dan mesaj geldi.

Kurt bakışlım: Biraz gecikicem

Siz: Tmm bebişim

Yazdım ve diğerlerini söyledikten sonra dolaşmaya başladık. Kızlarla beraber AVM'ye gittiğimiz zaman kendi rengimize ait aynı şeyleri alırdık. Taki, bakım ürünü, ayakkabı, çanta, oje, kıyafet, güneş gözlüğü… gibi şeyler.

Rengarenk şeylerin satıldığı bir mağaza görür görmez hemen içeri girdik ve bakmaya başladık. Herkes altı renk olan şeylere bakmaya başladı.

En sonunda birbirimiz için bulduğumuz şeyleri ödedik ve mağazadan çıktık.

Benim rengim mor, Astoria'nın mavi, Angelina'nin kahverengi, Abby'nin pembe, Dephne'nin turuncu, Pansy'nin yeşil.

Kolye, converse, çanta, güneş gözlüğü, yüzük ve göz altı maskesi almıştık. Astoria'ya ya da almıştık.

Sonra hepimiz ayrıldık ve kendi zevkimize göre mağaza gezmeye başladık.

Telefonuma mesaj bildirimi geldi, kızlarla olan gruptan gelmişti.

CİĞKÖFTE SEVME SUÇ ÖRGÜTÜ

Kızıl Gacı: kahverengi Cropun altına bebek mavisi kot pantolon olurmu

Aşkom Angel: nerden buldun bebek mavisi pantolunu amk ?????????

Kızıl Gacı: BULDUM İŞTE CEVAP VER

Siz: TAMAM VERİRİZ NE BAĞRIYON

Kızıl Gacı: SANA BAĞIRMADIM SEVDİCEĞİM

Siz: Yavşak

Kızıl Gacı: Daphne üzgün… 🥺

Yeşil prences: Hemen o bebek mavisi kot pantolonu bırakıyosun lanet velet 🔫

Kızıl Gacı: NİYE KIZIYON YA

Kızıl Gacı: Bugünde herkes bana bağırıyo

Kurt bakışlım: kim kiziyo benim cadıma

Siz: BEN BURDA ALDATILIYORUM

Yeşil prences: erkekler bu yazışmaları görse ortamı terk eder

Kurt bakışlım: ERKEKLER KAPATILSIN

Siz: Bencede
Siz: hepsimi hayırsız olur

Kurt bakışlım: dimi dimi


Astoria'nın mesajına kalp atıp sohbetten çıktım ve kıyafetlere bakmaya devam ettim.

Bir şeyler beğendim ve alıp mağazadan çıktım. Gruba mesaj yazdım;

KATİL VAR AMA 12 KİŞİ

Siz: Ben yemek yicem

Yeşil prences: bizi de bekle lan

OROSPU SAÇLI: ne yicez

Melek melek bro: LAHMACUN YİYEK

Dean A.Ş.: Zıkkım ye aq

Enzo göt: İskender yiyek ama tereyağlı

Kurt bakışlım: zaten iskenderin içinde tereyağ var Enzo ne dion

li li Lee: salak mal gerizekalı

Siz:yemek katına çıkıyom ben
geliyosanız gelin beklememmm

Sohbetten çıktım ve yürüyen merdivenlere ilerledi

7 |

@Sutasayran-chan

1 year ago

Yazışmalara hayranım

3 |

Go To Top