Çoğu zaman başarı-başarısızlık üzerinde duran eğitim felsefesi öğrencilerin özgüven duygusunu geliştirmelerini engellemektedir. Sağlıklı bir toplum yapısına kavuşabilmemiz için çocuklarımıza her şeyden önce birbirine karşı sorumlu olmayı, yardımlaşmayı öğretmeliyiz.
Başarılı kimlik geliştirememiş öğrencilere; kültür yoksunu, mahrum, vazgeçmiş, izole edilmiş ya da ilgisiz gibi tabirler kullansak da asıl sıkıntı öğrencinin aile ve çevresiyle iyi ilişkiler kurabileceği insanlar bulamamasıdır. Bu noktadan hareketle çocuklarımızın oyuna olan sevgisi ve aldığı haz duygusunu kullanarak onların ruhundaki savaşçı ve kavgacı enerjiyi barışçı ve dostane bir zemine çekerek çatışmayı karşılaşmaya dönüştürmek istiyoruz.
Sporun dostluğu pekiştirdiğini ve toplumsal kaynaşmaya destek olduğunu, her türlü zorbalık ve özbenlik kaygısını olumsuz etkileyebilecek durumlardan uzak durarak; kabul gören, yeni değerler üreten, dürüst, centilmen, yüksek spor kültürüne sahip sporcular yetiştirmek umudundayız.